HABER: CEREN BALA TEKE – KAMERA: EYLEM LADİN DEĞER
Ankara Üniversitesi’nden Araştırma Görevlisi Çağrı Kaderoğlu Bulut ve Öğretim Görevlisi Gökhan Bulut, Ankara Gazeteciler Cemiyeti’nin desteğiyle “6 Şubat Depremleri ve Yerel Medyanın Durumu: Hatay İl Raporu” yayınladı. Gökhan Bulut, “Hatay’ın bir kent olarak yeniden inşası ve Hataylıların, Hatay’da tekrar yaşamaya başlaması ile gazetecilerin tekrar mesleklerine dönme arzusu aynı noktada buluşuyordu. Bizim aslında toplumsal sorumluluk diye gazetecilik mesleğini temeline koyduğumuz ilke Hatay’da depremin ardından bir kent kültürü ve motivasyonu olarak ortaya çıkmıştı. Bu çarpıcı bir örnekti bizim açımızdan. Dolayısıyla Hataylı gazetecilerin deprem bölgesinde ihtiyaç duydukları ne olabilir diye düşündük ve onlara sorduk. Onları yazmaya çalıştık raporumuzda” dedi.
Ankara Üniversitesi’nden Araştırma Görevlisi Çağrı Kaderoğlu Bulut ve Öğretim Görevlisi Gökhan Bulut, Ankara Gazeteciler Cemiyeti’nin desteğiyle deprem bölgesindeki gazetecileri ziyaret edip ihtiyaçlarını gözlemleyerek “6 Şubat Depremleri ve Yerel Medyanın Durumu: Hatay İl Raporu” yayınladı. Araştırma Görevlisi Çağrı Kaderoğlu Bulut rapora ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Deprem hepimizin bildiği gibi bütün ülkede çok büyük yaralar açtı. Bölgede de çok büyük bir yıkıma yol açtı. Buna karşın araştırılmayan bölümler kalıyor haliyle bu kadar büyük yıkımlarda. Yerel medyayla ilgili bir boşluk vardı. Parça parça tabii ki çok kıymetli söyleşiler, haberler yapılıyordu ama derli toplu, yerel medyaya ne olduğunu ele alan bir çalışma bulmak maalesef zor oluyordu. Biz de depremden yaklaşık bir ay sonra bölgeye gittik, bir araştırma yaptık. Yaklaşık 6 ay sonra da bölgedeki gözlemlerimizi verilerle birleştirerek bir rapor ortaya çıkardık. Rapor; temel olarak depremden önce Hatay’daki yerel medyanın durumunu anlatıyor. Deprem sonrasında bu medyaya neler olduğunu, nasıl dönüştüğünü anlatıyor. Bunu da gazetecilerin yaşamsal koşulları üzerinden, haber üretim süreçleri üzerinden, yerel medya kuruluşlarının kurumsal kimlikleri, yapıları ve finansal yapıları üzerinden anlatıyor nasıl yıkıma uğradıklarını. En sonunda da talep, önerilerle raporu tamamlıyoruz. Yerel medyayı orada kaldırabilmek, orada daha güçlü bir gazetecilik yeşertebilmek için neler yapılabileceğini aslında tartışmaya açmak istedik. Son sözü değil, ilk sözü söylemek istedik bu konuda.
“RAPORUN HAZIRLANMASI GAZETECİLER CEMİYETİ DESTEĞİYLE OLDU”
Bu süreçte Gazeteciler Cemiyeti destek sundu. Bu projenin gerçekleşmesi Cemiyet’in desteğiyle oldu. Hem sahaya gittiğimizde ulaşım, harcırah desteğimiz hem de bu raporun hazırlanması sürecinde ihtiyaç duyduğumuz her türlü desteği bize sağladılar. Aynı zamanda orada yerel gazetecilere ulaşmak, yerel cemiyetlerle görüşmek konusunda da Gazeteciler Cemiyeti’nin desteği var bu projede.”
“GAZETECİLER BİR TARAFTAN MESLEKLERİNİ YAPMAYA ÇALIŞIYOR BİR TARAFTAN DA YAŞAMAYA…”
Öğretim Görevlisi Gökhan Bulut ise bölgedeki gözlemleri ve raporun hazırlanış sürecine dair şunları söyledi:
“Depremin hemen ardından bölgede çalışan gazetecilerle ilgili neler yapılabilir diye düşünmeye başladık. Hem ulusal medyanın deprem bölgesine gittiğinde karşılaşabileceği sorunlarla ilgili neler yapılabileceğine ilişkin çalışmalarımız olmuştu hem de deprem bölgesinde depremi yaşayan yerel gazetecilerin durumu ve onlar için yapılabilecekler konusunda düşündük. Depremin bir buçuk ay sonrasında Hatay’a dört günlüğüne gittik. Orada gazetecilerle görüştük dört gün boyunca. Hatay’ın beş ilçesinde ve merkezde görüşmelerimiz, gözlemlerimiz oldu. Gazetecilerle yaptığımız görüşmeler tabii ki saha çalışmasının depremin hemen ardından yaklaşık bir buçuk ay sonra olması orada yaraların çok açık, hala yıkımın en ağır haliyle yaşandığı günlerdi. Dolayısıyla gazeteciler bir taraftan kendi mesleklerini yapmaya dönük bir çabayı sarf ediyor bir taraftan da hayatta kalmaya çalışıyorlardı.
“DEPREM BÖLGESİNDE DİĞER İLLERDE DE BU ÇALIŞMAYI SÜRDÜRMEK İSTİYORUZ”
Hatay’ın bir kent olarak yeniden inşası ve Hataylıların, Hatay’da tekrar yaşamaya başlaması ile gazetecilerin tekrar mesleklerine dönme arzusu aynı noktada buluşuyordu. Bizim aslında toplumsal sorumluluk diye gazetecilik mesleğini temeline koyduğumuz ilke Hatay’da depremin ardından bir kent kültürü ve motivasyonu olarak ortaya çıkmıştı. Bu çarpıcı bir örnekti bizim açımızdan. Dolayısıyla Hataylı gazetecilerin deprem bölgesinde ihtiyaç duydukları ne olabilir diye düşündük ve onlara sorduk. Onları yazmaya çalıştık raporumuzda. Bundan sonrasına ilişkin gazetecilik mesleğinin ne tür bir tartışmaya dönüştüğünü, gazetecilik mesleğinde ne tür tartışmalar özellikle de yerel habercilik konusunda ne tür tartışmalar yapılması gerektiğini sormaya, gözlemlemeye ve raporumuza yansıtmaya çalıştık. Umarım hem Hataylı gazetecilerin, Hatay’da görev yapan gazetecilerin hem de deprem bölgesindeki bütün gazetecilerin mesleklerine, yaşantılarına güvenli ve sağlıklı bir şekilde dönmelerine bir nebze faydası olabilir raporun. Deprem bölgesinde diğer illerde de bu çalışmayı sürdürmek istiyoruz. Hatay ile başladık. Hatay ile irtibatımız sürüyor. Belki dönem dönem bu raporları yenilemek şansı da bulabiliriz diye düşünüyorum.”